Periodontal Hastalık Etiyolojisi
Periodontal hastalık, bakteriyel enfeksiyon sonucu oluşan, erişkin populasyonun %5-30’unda görülebilen, kronik enflamatuar bir hastalıktır. Gram-pozitif ve gram-negatif bakterilerin neden olduğu karma bir enfeksiyon şeklinde karşımıza çıkar. Başlıca etiyolojik nedeni dental plak oluşumudur; ancak sistemik, çevresel ve kalıtsal bazı faktörler de hastalığın gelişimi için risk faktörüdür.
Periodontal hastalığa neden olan mikroorganizmalar diyabette önemli rol oynarlar. Kontrol altında olmayan diyabet hastalarında aynı ağız hijyen seviyesine sahip kontrollü diyabet hastalarına göre daha fazla periodontal hastalık geliştiği bilimsel çalışmalarla saptanmıştır.
Yapılan çalışmalarda, oral enfeksiyona sahip kişilerde, enfeksiyonun görülmediği bireylere kıyasla %30 daha fazla kalp krizine rastlandığı belirtilmiştir.
Yine periodontal hastalıkta etkili olan mikroorganizmalar fetus-plasenta ünitesi için de tehdit oluşturur. Annenin yaşının küçük olması (18 yaş altı), ilaç, alkol ve sigara kullanımı, stres, genetik, genitoüriner sistem enfeksiyonları ve periodontal hastalık, erken doğum/düşük doğum ağırlığı gelişimindeki risk faktörleridir.
Çeşitli sistemik hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılan ilaçlar, dişetlerinde büyüme ile sonuçlanabilir. Epilepsi tedavisinde kullanılan antikonvülsan bir ilaç olan Phenytoin, dişlerin özellikle ön yüzeylerinde ve restorasyonların çevresinde, dişetini içine alan, sıkı, soluk pembe, kanamayan bir görüntüde dişeti büyümesine yol açabilir. Organ-doku nakli sonrasında kullanılan immunosupresif bir ilaç olan Cyclosporin A, Phenytoin'e benzer şekilde dişeti büyümelerine yol açabilir. Kalp ve hipertansiyon hastalarında kullanılan kalsiyum kanal blokerlerinden Nifedipine, Amilodipine, Nicardipine, Diltizem ve Verapamil, Phenytoin ve Cyclosporin A'ya göre daha löbüler tarzda ve soluk pembe renkli bir büyüme ile karşımıza çıkabilir.
Sigaranın periodontal hastalıklardaki kemik kaybının artışında bir risk faktörü olduğu ve periodontal tedavilere karşı doku cevabını azalttığı bilinmektedir. Günde 10 adetten fazla sigara içen hastalarda, klinik sonuçlardaki başarı oranının düştüğü bildirilmiştir. Bu durum, sigaranın damarlanma üzerindeki etkisine, savunma hücrelerinin fonksiyonunu bozmasına, kollojen sentezini etkilemesine ve iltihabi cevabı değiştirmesine bağlanmaktadır.